Başak Nur GÖKÇAM
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay, “En büyük sorunumuz Türk lirasının çok güçlü olması yani kur seviyesinin doğru belirlenememesi. Rekabet ettiğimiz ülkelerin agresif fiyat politikaları karşısında zorluk yaşıyoruz. Küresel gelişmelerden kaynaklı olarak ihracatta yaşanan durgunluğun etkisini ve üretim fazlasını da göz önünde bulundurduğumuzda bu yılı yaklaşık 1,2 milyar dolarlık ihracatla kapatacağımızı öngörüyoruz.
Gerekli düzenlemeler yapılmadığı takdirde önümüzdeki yıl içinde ancak benzer bir rakama ulaşabiliriz. Miktar bazında ise önümüzdeki yıl yüzde 10’luk bir artış yaşanabilir” diye konuştu. Uluslararası çimento endüstrisinin buluşma noktası olan INTERCEM’in İstanbul’da düzenlenen konferansının açılışında konuşan ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay, dünyadaki jeopolitik ve ekonomik gelişmelerin sektöre etkisi ile Türkiye’nin küresel çimento sektöründeki stratejik rolüne dikkat çekti.
Konferanstaki sunumunda Türk çimento sektöründe yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine değinen Abdulhamit Akçay, “Avrupa’da ve Orta Doğu’da devam eden savaş, dünya ticaretini önemli ölçüde etkiliyor. Avrupa’da yeniden artan gerilim, enerji piyasalarında ve lojistikte bir süredir görülen rahatlamanın pek de sürdürülebilir olmadığını gösteriyor. Orta Doğu’da yaşanan savaş ise küresel ticaretin can damarlarını tehdit etmeye devam ediyor” açıklamasını yaptı.
Özellikle küresel deniz ticaretinin yüzde 15’inin gerçekleştiği Süveyş Kanalı gibi son derece kritik olan bir su yolunda oluşan güvenlik sorunlarının, uluslararası ticaretin akışını ciddi anlamda sekteye uğrattığını belirten Akçay, “Öyle ki geçtiğimiz yıl Aralık ayı itibarıyla artan saldırılar neticesinde Süveyş Kanalı’ndaki gemi trafiği yüzde 50 azaldı. Aynı dönemde seyahat sürelerinin 10 ila 15 gün daha uzun, maliyetlerin yaklaşık 1 milyon dolar daha fazla olduğu Ümit Burnu’ndaki ticari gemi geçişlerinde ise yüzde 125 artış yaşandı” dedi.
“Rekabette zorlanıyoruz”
Akçay, Akdeniz bölgesinden yapılan çimento ihracatının yarısından fazlasını, dünya genelindeki çimento ihracatının ise yüzde 13’ünü tek başına gerçekleştiren Türk çimento sektörünün küresel ekonomik gelişmelerden nasıl etkilendiğini ise şöyle anlattı: “Çin’deki yavaşlamadan dolayı o bölgedeki tedarikçilerin hedef pazarlarımıza kaymaya başlaması, savaş veya politik gerilimlerden dolayı bazı pazarlarımıza yönelik ihracatın tamamen durması veya azalması performansımızı olumsuz etkiledi. Her ne kadar geçtiğimiz yıllara göre enerji fiyatları daha makul seviyelere gelmiş olsa da enerjideki dışa bağımlılığımız nedeniyle de birtakım zorluklar yaşamaktayız.
En büyük sorunumuz ise Türk lirasının çok güçlü olması yani kur seviyesinin doğru belirlenememesi. Rekabet ettiğimiz ülkelerin agresif fiyat politikaları karşısında zorluk yaşıyoruz. Küresel gelişmelerden kaynaklı olarak ihracatta yaşanan durgunluğun etkisini ve üretim fazlasını da göz önünde bulundurduğumuzda bu yılı yaklaşık 1,2 milyar dolarlık ihracatla kapatacağımızı öngörüyoruz. Gerekli düzenlemeler yapılmadığı takdirde önümüzdeki yıl için de ancak benzer bir rakama ulaşabiliriz. Miktar bazında ise önümüzdeki yıl yüzde 10’luk bir artış yaşanabilir.”
“2026’da rahatlarız”
2025 yılı itibarıyla ekonomideki sorunların yavaş yavaş sona ereceğini, asıl rahatlamanın 2026’da yaşanacağını öngördüğünü belirten Akçay, “Açıkçası enflasyonda çok belirgin bir düşüş görmedikçe, Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararı vereceğini düşünmüyorum. Dolayısıyla ben bu yıl faiz indirimi öngörmüyorum. Şimdi bir düşüş trendine girdi, en son enflasyon yüzde 51.97 açıklandı. Ekonomi yönetiminin hedeflediği enflasyon oranlarına henüz yaklaşmış değiliz. Öncelikle bu hedeflere ulaşılması gerekiyor. Hedeflere ulaştıktan sonra faiz indirim tartışmalarının başlamasını doğru buluyorum” dedi.
Sektör yeşil yatırımlara odaklanıyor
Önümüzdeki dönemdeki çimento sektörünün çevreci yatırımlara yoğunlaşacağını belirten ÇCSİB Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay, “Karbon ayak izini azaltmaya yönelik yatırımlar yapacağız. Diğer taraftan da yeni kapasite artışları beklemiyoruz. Çünkü Türkiye yeterince yüksek bir kapasiteye sahip ve şu andaki kişi başı tüketim beklentileri mevcut kapasitenin önümüzdeki dönemde bile yeteceğini bize söylüyor. Diğer taraftan mevcut yatırımlar tesislerin üretim kampüslerinin normal faaliyetlerine devam etmesi için gerekli olan teknik yatırımlar devam ediyor ve devam edecek” diye konuştu.
Çimento fiyatlarındaki artış enflasyonun altında
Rekabet Kurulu’nun yürüttüğü denetleme çalışmalarına ilişkin çok fazla manipülatif haberler olduğuna ilişkin de konuşan ÇCSİB Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay, “Yanlış bir algı söz konusu. Bu bilgiyi doğru bilgi vererek yıkabiliriz. Çimento fiyatlarının oldukça yüksek olduğuyla ilgili söylemler var. Bunların doğruyu yansıtmadığını açıkça söyleyebiliriz. Nitekim enflasyon yıllık bazda yüzde 52 artarken çimento fiyatları yıllık bazda yüzde 30’a yakın arttı. Yani enflasyonun oldukça altında bir artış söz konusu.
Enflasyonla mücadelede hem kamuya hem de topluma destek sağlamak adına çimento sektörü bu yükü taşıyor ama henüz yansıtmış değil. Oldukça gerisindeyiz enflasyonun. Bu algının yanlış olduğunu destekleyecek diğer bir husus da şu; toplam inşaat maliyeti içerisinde çimentonun yeri yüzde 4. Bütün inşaat maliyetlerindeki artışın çimentoda enflasyonun altında kalan bir fiyat yükselişine bağlanmasını ben haksızlık ve yanlış bir duruş olduğunu söyleyebilirim”dedi.
“Ekonomide soğuma başladı”
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay, “Krediye erişim zor bununla ilgili her gün yeni düzenlemeler yapılıyor. Finansman maliyeti artmış durumda. Bu işletme sermayesi tarafında özellikle reel sektörü önemli şekilde etkilemiş durumda. Diğer taraftan devletin özellikle ihracat tarafında ve küçük işletmelere KOBİ’lere finansman konusundaki çabasını da görüyoruz. Orada da kredilendirme yolunda ciddi adımlar atılıyor ama topyekün önemli bir daralma var. Ve bunun yansımasında imalat sanayiinde bir düşüş söz konusu. Dolayısıyla ekonomide bir soğuma var diyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Finansman maliyeti yüksek ama…
Çimento sektörünün inşaat sektöründeki en önemli tedarikçilerden bir tanesi olduklarını belirten Abdulhamit Akçay, “Diğer sektörlerle kıyasladığımızda bizde deprem sonrası inşaat faaliyetleri aktiviteyi güçlü tutmaya devam ediyor ama konut tarafında aynı şeyden bahsedemeyiz. Ülke genelinde konut satışlarında ve üretimlerinde gerilemeler söz konusu. Geçen yıl yüzde 17.5 oranında bir düşüş vardı konut satışlarında.
Bu yıl ilk 6 ayı değerlendirdiğimizde aslında geçen yıla benzer bir keskin düşüş olmamakla beraber geçen yıla yakın bir satış düzeyi söz konusu. Çimento tarafında finansmana erişimle ilgili maliyetlerin yüksek olması nedeniyle bir zorluk var diğer bütün sektörlerde olduğu gibi. Finansmanın maliyeti yüksek. Ama bu bizim faaliyetlerimizi çok etkilese de devam etmemize engel değil” diye konuştu.